Bu sayfada sizlere Anadolu’nun bağrında yetişmiş alim bir zat olan Şemseddin Sivasi’den sözler, şiirler ve alıntılar derleyerek istifadenize sunduk.
Sayfamızın içeriği Şemseddin Sivasi Sözleri, Şemseddin Sivasi Naat’ları, Şemseddin Sivasi Divanı Sözleri, Şemseddin Sivasi İlahi’lerinden oluşmaktadır.
İlgili; Ömer Tuğrul İnançer Sözleri TIKLAYINIZ
Şemseddin Sivasi Kimdir?
Kırka yakın eser sahibi; âlim, fazıl ve arif bir zat olan Şemseddin Sivasî, Halvetiye tarikatına bağlı Şemsiye kolunun Kurucusudur. Şemseddin Sivasî, şimdiki Tokat iline bağlı Zile kazasında dünyaya gelmiştir. Esmer oluşundan dolayı kendisine Kara Şemsî veya Kara Şemseddin olarak ta bilinmektedir. Doğum tarihi konusunda değişik görüşler olsa da 1520 senesinde doğduğu kabul edilmektedir. Şemseddin Sivasi Divanı başta olmak üzere müellifin birçok eseri vardır. Günümüzde bu eserlere ulaşılması mümkündür.
Şemsettin Sivasi Sözleri
-Na’t-i Şerîf (Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün)
Kapına geldi âsîler şefâat yâ Resûlallâh
Suçunu bildi kâsîler şefâat yâ Resûlallâh
Kapından özge yok kapum tapundan özge yok tapum
Bu dem geldim bilip suçum şefâat yâ Resûlallâh
Garîk-i bahr-i isyânım harîk-i nâr-ı hicrânım
Fakîrim zâr u giryânım şefâat yâ Resûlallâh
Yolum sedd eyledi ağyâr kılıp gurbette işim zâr
Elim tut lutf ile kurtar şefâat yâ Resûlallâh
Ne ettim-ise ben ettim yanıldım nefse zulm ettim
Henüz cürmüm bilip geldim şefâat yâ Resûlallâh
Ne ilmim var ne a’mâlim perîşân cümle ahvâlim
Dolu vesvâs ile bâlim şefâat yâ Resûlallâh
Çü geldik biz sefîhâne nazar kıl sen hakîmâne
Vasiyyet kılman ihvâna şefâat yâ Resûlallâh
Marîz-i zâlim-i nefsem yanıldım durmadım epsem
Kapından dilerim essem şefâat yâ Resûlallâh
Bu Şemsî abd-i âbıktır ne etsen ana lâyıktır
Velî yolunda sâdıktır şefâat yâ Resûlallâh
(Şemseddin Sivasi Sözleri)
-Na’t-i Şerîf (Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün)
Ey saçın zencîrini (ve’l-leyl) hoş tâ’bîr eder
(ve’d-duhâ) envâr-ı rûyundan aceb tefsîr eder
Gerçi sidre müntehâdır kaddine nisbet değil
Nass-ı mi’râc zîrâ andan geçtiğin tezkîr eder
Aynı aynu’n-nûrunun meşhûru hak olduğunu
Âyet-i (mâ-zâğa) inkâr ehline tabsîr eder
Dest-i Hakk’a mazhar olduğun yed-i tûlâsının
(mâ rameyte iz rameyte) dinle gör takrîr eder
Nezd-i Hak’ta kadrini bilmek dilersen ümmetâ
Gel (le-amrük) âyetin oku ne hoş takrîr eder
Cânı zulmette kalan erbâb-ı nâsûte salâ
Dinlesin bu na’tini fi’l-hâl anı tenvîr eder
Bahr-i ilminden anın bir katreye vâsıl olan
Câh-ı kalbinde maârif zemzemin tefcîr eder
Hayl-i cem’ine bakan ol server-i İskenderin
Cavk-ı cündünde siyâhı olduğun tefkîr eder
Şekve-i dârına mazhar oldu bulmadı felâh
Sünnet-i garrâsını her kim anın tahkîr eder
Bâb-ı kudrette anın bir lem’a eden iktibâs
Sûretü’n-nûru o kes her levhaya tasvîr eder
Kâf-ı nahvette afârît-idi abdâl-ı Kureyş
Mu’cize zencîresiyle gör nice teshîr eder
Gerçi sûret mağribinde gârib oldu ol güneş
Dem-be-dem can maşrıkında âlemi tebşîr eder
Gayret edip sa’y ile vehm ü hayâl mahcûbuna
Vasfını âşıklara her kûşede teşhîr eder
Rûz-ı ferdâ lutf ile binip semend-i himmete
Şefkatinden hem şefâat zeylini teşmîr eder
Na’t-i gül-zârında bülbül olduğum ucb olmasın
Lâ-cerem mahbûbunun zikrin kişi teksîr eder
Şemsî bilip aczini eder nuûtından sükût
Lîk dil müftîsi andan men’ ile tahzîr eder
(Şemseddin Sivasi Sözleri)
-Na’t-i Şerîf (Mef’ûlü mefâîlü mefâîlü feûlün)
Ey fahr-ı cihân hâce-i kevneyn-i müzekkâ
Erbâb-ı kerâmâta tapun maksad-ı aksâ
Zâtındır olan vâsıta-i feyz-i maârif
Şevkındır eden âyîne-i kalbi mücellâ
Ey mekteb-i ilminde şehâ bir müteallim
Âdem ki yed-i kudret ile oldu mürebbâ
Tâ nûr bula rûy-ı zemîn ü mûcid-i âlem
Eflâki senin şânın için eyledi inşâ
Erişse senin asrına tâbi’ ola-idi
Feyyâz-ı kelîm olmuş-iken Hazret-i Mûsâ
Hayy oldu kamu mürde gönüller nefesinden
İhyâ-yı beden kılsa n’ola mu’ciz-i Îsâ
Şemsî anı yakmadı bugün âteş-i aşkın
Yüzsuyu ile varmaya ol Hazrete ferdâ
(Şemseddin Sivasi Sözleri)
-Na’t-i Şerîf (Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün)
Devlet ol başın ki şer’ini edendir reh-nümâ
Havf-ı a’dâdan ne gam ana ki sensin pîşvâ
Ermez ol ten sıhhate derdinle olmazsa marîz
Bulmaz ol baş devleti yolunda olmazsa fedâ
Sidre-i ravzan havâss ervahına dârü’s-selâm
Sâha-i türben zünûb emrâzına dârü’ş-şifâ
Ermedi bâğ-ı cemâlin gibi zîbâ gülşene
Ol hevâ ile cihânı seyr eder bâd-ı sabâ
Kendini miskîn ederdin ümmetine nush için
Ağniyâ bilsin diye ya’nî anâyımış gınâ
Der-idin (el-fakru fahrî) her dem ey mahbûb-ı Hak
Şâh-ı kevneyn-iken olmayıp muhibb-i mâsivâ
Deyicek düşmenlerin (yâ leytenî küntü türâb)
Senden umarlar şefâat evliyâ vü enbiyâ
Ümmet içre gerçi Şemsî hôr u zârdır cümleden
Lîk hîç kesmez cenûbundan ümîdin ol gedâ
(Şemseddin Sivasi Sözleri)
-Na’t-i Şerîf (Feilâtün fâilâtün feilâtün feilün)
Ey Resûl-i Arabî mâh-ı dü-kevn-i medenî
Şâh olur sâyil-i bâbın ne kadar olsa denî
Ünsünü bulmağ-ıla mahrem-i arş olmadımı
Tîh-i vahşette şübân-iken Üveys-i Karanî
Zîr-i na’linde olan kumlarına gıbta eder
Tâc-ı şâhânda olan dürr-i semîn-i Adenî
Seng-i sahrâsına reşk eyler-iken la’l-i cinân
Hîç hisâba gele mi anda akîk-i Yemenî
Saltanat mansıbını vermeğe çok minnet eder
Hân-ı fazlında zübâb olmağa hakan seni
Berr-i aşkında şehâ şevk ile uşşâk-ı sefâ
Bulmadı zîr-i mugaylân gibi zîbâ çemeni
Nutk-ı cân-perveri her kanda olsa rûh-efzâ
Dem-i hikmetle o dem aça mı Îsâ deheni
Li-maallâh tûrına ağdıkta sen şâh-ı rüsul
Tûr-ı Sînâ’da Kelîm eyleye kûteh suheni
Ser-i kûyunda şehâ şemm eden âsârından
N’eyler ol anber-i hâmı dahi müşg-i Huteni
Dâmen-i mahmilini etti temessük Şemsî
Dilde i’zâr-ı hezâr boynuna takmış reseni
(Şemseddin Sivasi Sözleri)
Şemseddin Sivasi İlahiler
Mülke âdemden geleli
Seyrânım vahdet elidir
Yâ hû illâ hû diyeli
Seyrânım vahdet elidir
Zât-ı lâhûtun sırrını
Remz-i nâsûtun nûrunu
Kohlayu ma’nâ gülünü
Seyrânım vahdet elidir
Li-maallâhın rumûzu
Mest ü hayrân etti bizi
Açılalı gönül gözü
Seyrânım vahdet elidir
Âşık Hakk’ı görür ayân
Hak âşıktan olmaz nihân
Keşf olalı ilm-i cinân
Seyrânım vahdet elidir
Hak inzâl eyledi Kur’ân
Muhammed eyledi beyân
(küllü men) dahi olsa (fân)
Seyrânım vahdet elidir
Ey nûr-ı cism-i enbiyâ
Ey rûh-ı cism-i evliyâ
Hak Resûli sırrın beyâ
Seyrânım vahdet elidir
Nutk etti çün kutb-ı Kur’ân
Ana olun ey Şemsiyân
Evvel Kur’ân âhir Kur’ân
Seyrânım vahdet elidir
(Şemseddin Sivasi Sözleri)
TEVHÎD-İ BÂRÎ (Feilâtün mefâilün feilün)
Lillâhilhamd verildi İslâm’a
Şevket-i lâilâheillallâh
Gayrı edyâna olmadı hâsıl
Şöhret-i lâilâheillallâh
Gelin ey ehl-i şevk olan yârân
Kılalım bâğ-ı cenneti seyrân
Edelim çünki buyurur Rahmân
Sohbet-i lâilâheillallâh
Dil-i mahrûra harrı dâfi’dir
Küllî vâye devâ-yı kâtı’dır
Nûş edegör ki hayli nâfi’dir
Şerbet-i lâilâheillallâh
Çün bize (fezkurûnî) der Hâlık
Giderip gafleti olun ayık
Sanmanız herkese olur lâyık
Devlet-i lâilâheillallâh
Dili zeyn eyleyip anın adın
Bu gönül içre bulasız dadın
Çalınır çünki arşta durmadın
Nevbet-i lâilâheillallâh
Bir olup cümleten dil ü dîde
Edelim zikr-i Hakk’ı her yerde
Boyasın bizi reng-i tevhîde
Sıbgat-i lâilâheillallâh
Aç gözün nice olasın nâim
Giyme gaflet palâsını dâim
Bu libâsı diken giyer dâim
Hil’at-i lâilâheillallâh
Ger sefâ hâsıl-ise cânında
Verme nefse murâdını sen de
Ehl-i hâl olana yeter bunda
İzzet-i lâilâheillallâh
Çün mükerremsin anla ey bende
Cünd-i şeytâna olma efgende
Zülfikâr-ı Alî gibi sende
Heybet-i lâilâheillallâh
Zevk-i zikrin bu cânına irsin
Bu gönülden gerekmezi silsin
Cehd edegör ki kalbine girsin
Hey’et-i lâilâheillallâh
Nice bir zikr eder dilin ağyâr
Gele bu zikri edelim tekrâr
Çün gire kalbine komaz deyyâr
Gayret-i lâilâheillallâh
Bu dilinden sadâ-yı hû çıksın
Gönlüne ma’rifet suyu aksın
Nefsinin hep hisârını yıksın
Satvet-i lâilâheillallâh
Şemsiyâ zâkir ol hakîmâne
Kalbini kâbil eyle irfâna
Ko devâyı dil ü cisim câna
Sohbet-i lâilâheillallâh