Sayfa İçeriği; En Güzel Münir Derman Sözleri, Dr. Münir Derman Nasihatleri, Münir Derman Alıntıları, Dr. Münir Derman Sözleri Tumblr, Münir Derman Kitap Sözleri, Resimli Münir Derman Sözleri, Münir Derman Sözleri Facebook, Münir Derman Sözleri İnstagram, Münir Derman Kısaca Hayatı
Münir Derman 1910 yılında Trabzon ilinde doğmuştur. Baba tarafından Şeyh Şamil’e; ana tarafından Gümüşhanevî hazretlerine dayanan bir soy bağına sahiptir. Yaklaşık dört yaşında iken Buharalı Ömer İnan Efendi’ den tasavvuf, manevi ve dini terbiye dersleri almıştır. İyi derecede Fransızca, Almanca, Rusça ve Arapça konuşan Münir Derman askerliğini Kore Savaşı’nda doktor olarak ifa etmiştir.
Doktorluk eğitiminin yanı sıra Mısır’da bulunan El Ezher Üniversitesinde de ilahiyat okumuştur. Türk tıp tarihinde kopan bir bacağı ameliyatla yerine takan ilk doktor olması ile dünyanın dikkatlerini üstüne çekmeyi başarmıştır. Münir Derman doktor hem de tasavvuf alimidir. Bu yüzden Melek Hoca lakabıyla da bilinmektedir. Münir Derman az yemeyi, az uyumayı ve her şeyin temiz ve sadesini giymeyi seven bir insandı. Birkaç pantolon ve gömlekten başka dünyalık bir giysiye sahip değildi. 2 Aralık 1989’da vefat eden Derman, vasiyeti üzerine Ankara’nın Memlik köyü yakınlarına defnedilmiştir.
En Güzel Münir Derman Sözleri
İdman şeklinde namaz kılınmaz.
Bugünün insanının en bilmediği şey kendisidir.
Kâinatta düşünebildiğiniz her şey mümkündür.
Olta ile balık tutmak haramdır. Hakiki İslâm dininde.
Bulutla arkadaş olanın sakilerin suyuna ihtiyacı yoktur.
O’nun yarattığı kâinatın en kıymetli mahlûku olduğunuzu bilin!
Söz dalgalarının insanlar üzerine çarpa çarpa ruhları tahrip ettiğini unutma.
Cesed: Lâ mekândan olan ruhun tezahürü için hazırlanmış ilâhî bir mekândır.
Akıl, nihayet ALLAH’ı bulamayacağını anladığı dakikada da insan ALLAH’ı bulmuştur.
Güneş doğar-batar. Hakikatte Güneş ne doğar,ne batar. Biz döndüğümüz için onu öyle görürüz.
O incelerin incesi perdeyi bir üfleme bile açar. Fakat bu perdeleri örten insanın gafletidir…
Suya düşmüş küçük bir böcek veya karıncanın haykırışını, çırpınmasını, acısını hiç hissettiniz mi?
İçinizi kimseye açmayınız, dışınızla görününüz. Sadece gece namazlarında Deyyan olan Hakk’a içinizi gösteriniz.
Görülemeyen alemin maddi alemdeki, eşyadaki tel tel titreşimlerini ve işaretlerini sezenlere selam olsun.
Allah’ın kapısı kapalı gibi görünürse de alın teri ile müracaat edenin elindeki kabı boş çevirmez. Aksini düşünmek küfürdür.
Yaprak, çiçek koparmayınız, yaş ağaç kesmeyiniz, dal kırmayınız. Meyve kabuklarını, yaş yaprak, çiçek, taze dal ateşe atmayınız.
Cinler insanları korkutmak için yaratılmamıştır. Kur’ân-ı Kerîmde: “Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.
Meleklere insanların düşüncelerini anlamak hassa ve izni verilmemiştir. Ancak ne dilde olursa olsun söz hâline geçtiği zaman anlarlar.
İnsanların hepsinin iyi olmasını istiyorsun değil mi? Dünyayı tapınak yapabilir misin? Huzuru ancak yüreğinde bulabilirsin. Başkasına karışma.
İlahî mıknatıs her insanı çeker. Yeter ki sen çekilecek nesne ol. İçin riyâ, haset, dedikodu, haram ile dolu olursa mıknatıs her an mevcut fakat sen çekilme hasletini kaybettin demektir.
Mideyi boş bırakmak, hikmet ve manevî âlem hazinelerinin kilididir…Bâtın gönül pınarları açlık ve oruç bereketi ile fışkırır…Bununla herkesin aynada gördüklerinden daha fazlasını bir tuğla parçasında görebilirsin…
Cahil, ilimsiz demek değildir. Doğru histen mahrum demektir. Öyle olan alim de cahildir. Yalan gürültü eder. Hakikat daima sakindir. Yıldırım gök gürültüsünden evvel düşmüştür. Kudret âlemine cehalet ayağı ile vurmak, edep dışı bir iştir.
Tarlalara zarar veriyor diye köstebekleri, fareleri, muzır dediğimiz kuşları öldürmeyin. Bütün tarlanı yemezler, içinde haram varsa, sende haram peşinde koşmuyorsan, içine karışmış haramları temizler. Ayrıca hiçbir nebâta, hayvana küfretmeyiniz.
Kuşları kafese hapsetmeyiniz. Kuşlara, hayvanlara, taş atmayınız, avcılıktan uzak durunuz, hayvan öldürmeyiniz. Her ne türlü olursa olsun zararlı veya faydalı yenir ve yenmez balık avına gitmeyiniz. Balıkçıların, avcıların sonu karanlıktır, hüsrandır, zengin veya hükümdâr olsa bile.
Vesveseyi bırak. Ne kadar işin ve arzun dileğin varsa hepsini kaza ve kadere teslim et… Kendi nasıl isterse öyle iş gören Allah’a bırak… ve bekle… Telaşı terket, ızdırabı üzüntüyü kaldır. Murat yolu kendi kendine görünür, o yola düşersin… Aç kal, kimseye söyleme dertlerini. Yoksulluklarını, ızdıraplarını söz haline geçirme melekler bile duymasın… Derdin ne olursa hakk ile konuş. O her şeye yeter… Sefalete düşersen vakur ol, sabret. Hakk’a bile ellerini istek için kaldırma, yalnız hamd için kaldır. Allah seni senden iyi bilir… Hakk’da erimek dünya da budur.