Sözler Ansiklopedisi

Küçük Prens Güzel Sözler ve Alıntılar

Küçük Prens Güzel Sözler ve Alıntılar

Sayfamıza, Küçük Prens Güzel Sözler ve Alıntılar, Küçük Prens Kitabından Alıntılar içeriklerini sizler için ekledik. Sözlerimizin içerisinde, Küçük Prens Güzel Sözler ve Alıntılar, Küçük Prens Kitabından Alıntılar ile ilgili sözlere ulaşabilirsiniz. İşte, sosyal medya hesaplarından (facebook, twitter, instagram, whatsapp) paylaşabileceğiniz en güzel küçük prens güzel sözler ve alıntılar…

Küçük Prens Güzel Sözler ve Alıntılar

Kimse bulunduğu yerde mutlu değildir.

İnsanların arasında da yalnızlık duyabilir insan.

Ben üzgünüm, ama onlara yorgunum dedim.

Ölene kadar sorumlusun, gönül bağı kurduğun her şeyden.

Çölü güzelleştiren, bir yerlerde bir kuyu saklıyor olmasıdır.

Belki de gökyüzü insanlardan uzak olduğu için bu kadar güzel

Bazılarının yüreğe iyi gelen bir yanı vardı, armağan gibiydiler.

Eğer kelebeklerle tanışmak istiyorsam, iki üç tırtıla katlanmam gerek.

Sana ait olanı bu kadar önemli yapan, onun için harcadığın zamandır.

Bulamıyorlar dedim. Oysa aradıkları tek bir gülde, bir damla suda bulunabilir.

Küçük Prens Kitabından Alıntılar

İnsan yalnız yüreğiyle doğruyu görebilir. Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez.

Ama gözler kördür. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir…

Hakikati en iyi kalp gözüyle görebilir insan. Gözler asıl görülmesi gerekeni göremez.

İnsanlar hayal etmekten yoksundurlar. Onlar sadece kendilerine söylenenleri tekrar edip dururlar.

Bir gün üzüntün geçince (çünkü zamanla geçmeyecek üzüntü yoktur) beni tanımış olduğuna sevineceksin.

Bir gün güneşin kırk üç kez battığını gördüm! Biliyor musun, insan üzgün olduğunda gün batımını izlemeyi çok sever…

Küçük Prens Kitabından Alıntılar

Ancak kendini beğenmiş adam onu duymamıştı bile. Çünkü kendini beğenmiş insanlar sadece övgüleri duyarlar.

Ben zaten gerçeği hiç kavrayamazdım! Onu sözlerine göre değil de davranışlarına göre değerlendirmem gerekirmiş.

İnsanlar nerede? Çölde biraz yalnız hissediyor insan kendini.” “İnsanların arasında da pekâlâ yalnız hissedebilirsin kendini.

Bir insan; milyonlarca yıldızın yalnız bir tanesinde filizlenen bir çiçeği sevecek olursa, yıldızlara bakması onu mutlu etmeye yeter.

İnsanların tanımaya ayıracak zamanları yok artık. Aldıklarını hazır alıyorlar dükkanlardan. Ama dost satan dükkanlar olmadığı için dostsuz kalıyorlar.

Hoşça git,” dedi tilki. ” Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.

Büyükler hiçbir şeyi asla kendi başlarına anlayamıyorlar; onlara her şeyi açıklayıp durmaksa, çocuklar için gerçekten çok yorucu…

Senin gezegenindeki insanlar,” dedi Küçük Prens, “aynı bahçede beş bin tane gül yetiştiriyorlar… ama yine de aradıklarını bulamıyorlar.

küçük prens anlamlı sözler

Ta uzaktan Küçük Prens’i görür görmez bağırdı: “Ah! İşte bir hayranım beni ziyarete geliyor!” Çünkü kendini beğenmiş insanlara göre herkes onlara hayrandır.

En zoru da budur. Kendini yargılamak başkasını yargılamaya benzemez. Eğer kendini yargılamayı başarabilirsen, o zaman gerçek bilgeliğe ulaşmışsın demektir.

Sahipsiz bir elmas buldun diyelim, o senindir. Sahipsiz bir ada keşfettin, senindir. Aklına daha önce kimsenin aklına gelmeyen bir fikir geldi, hemen patentini alırsın, senin olur. İşte tıpkı bunun gibi, yıldızların sahibi de benim; çünkü onlara sahip çıkmayı ilk ben akıl ettim.

Eğer bir kişi, milyonlarca yıldızda sadece bir tane bulunan bir çiçeği seviyorsa, o yıldızlara baktığında mutlu olmasına yeter bu. “Orada onlardan birindedir çiçeğim” der. Ama ya koyun o çiçeği yerse, bütün yıldızlar birden sönmüş gibi olur onun için!

Eğer büyüklere, “Pembe tuğlalı, pencerelerinde sardunyalar, çatısında güvercinler olan güzel bir ev gördüm,” derseniz o evi gözlerinin önüne getirmeyi beceremezler. Onlara, “Yüz bin paralık bir ev gördüm,” demek gerekir. Ancak o zaman, “Ne kadar güzel!” diye çığlığı basarlar.

Bir yıldızda yaşayan bir çiçeği seviyorsanız, geceleyin yıldızlara bakmak hoştur. Ve geceleri gökyüzüne bakarsın. Her şeyin çok küçük olduğu gezegenimi gösteremem sana… Belki böylesi daha iyi. Yıldızım senin için herhangi bir yıldız olsun. Böylece gökyüzündeki bütün yıldızlara bakmayı seveceksin…

Bir gezegende yaşayan kırmızı suratlı bir adam tanıyorum. Hayatı boyunca hiç çiçek koklamamış. Hiçbir yıldıza bakmamış. Kimseleri sevmemiş. Sayıları toplamaktan başka hiçbir iş yapmamış… Oda senin gibi bütün gün aynı şeyi tekrarlayıp duruyor: “Ben ciddi bir adamım! Ben ciddi bir adamım!” Bunları söylerken gururla göğsü kabarıyor. Ama o bir insan değil, bir mantar!

Ertesi gün Küçük Prens yeniden oraya geldi. “Her gün aynı saatte gelsen daha iyi olur,” dedi tilki. Örneğin öğleden sonra dörtte geleceksen, ben saat üçte mutlu olmaya başlarım. Saat ilerledikçe de içimdeki mutluluk artar. Dört oldu mu içim kıpır kıpır olur ve ufaktan meraklanırım; mutluluğun değerini anlamaya başlarım! Ama sen herhangi bir anda çıkıp gelirsen, yüreğim saat kaçta senin için çarpacağını bilemez…

Büyükler rakamlara bayılırlar. Onlara yeni bir arkadaşınızdan söz ettiğiniz zaman, size esas sormaları gereken soruları sormazlar. Mesela asla şunları merak etmezler: “Arkadaşının sesi nasıl? Hangi oyunları seviyor? Kelebek koleksiyonu var mı?” Onun yerine, “Arkadaşın kaç yaşında?” diye sorarlar. “Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası ne kadar para kazanıyor?” Onu yalnızca bunlarla tanıyabileceklerini sanırlar. Eğer büyüklere, “Kırmızı tuğlalı güzel bir ev gördüm, pencerelerinde sardunyalar ve çatısında kumrular vardı…” derseniz, bu evi bir türlü hayallerinde canlandıramazlar. Onlara şöyle demeniz gerekir: “Yüz bin franklık bir ev gördüm.” O zaman şöyle haykırırlar: “Ah, ne kadar da güzel!

Küçük Prens Neden Bu Kadar Önemli Bir Eser?

Bu masalsı öyküyü diğerlerinden farklı kılan en önemli özelliği, çocuklara yazılmış bir üslubu ve amacı olmasının yanında aslında daha büyük bir kitleye de hitap edebilme yeteneğine sahip olması. Her yaştan yetişkinin okumaktan zevk alıp birçok hayat dersi çıkarabileceği bu klasik, tekrar tekrar okunabilecek bir başucu kitabıdır.

Hikâyenin her yaştan insana hitap edebilmesi ise içinde barındırdığı motifler sayesinde oluyor. Sembolizmi oldukça eleştirel bir amaçla kullanan yazar, masalının karakterlerini de bu bağlamda yaratmış. Bu sayede öyküde hem tatlı bir çocuk kitabı hem de muazzam bir toplum eleştirisi okuyabiliyoruz.

Küçük Prenste ’ki Karakterler Neyi Temsil Eder

Kral: Devasa bir egoya sahip olan ve bütün evrene hükmettiğini sanan bu adam, aslında böyle bir gücü olmadığını içten içe bilmesine rağmen bunu kabullenemeyen insanları temsil ediyor.

Palyaço (Sanatçı): Aşırı bir şekilde ilgi meraklısı olan bu kişi ise her yaptığının karşılığı olarak alkışlanmak isteyen biri. Sanatçının topluma inmemesini ve iletişimsizliğin irrite ediciliğini vurgulayan bir karakter.

Sarhoş: İçmesinin sebebi olarak “alkolik olmasını” gösteren ve böyle bir kısır döngüde olan bu adam, insanların gündelik sorunlarını çözebilme umuduyla kullandıkları kötü alışkanlıkların aslında işlevsiz oluşunu simgeliyor.

İş Adamı: Sürekli sayılarla ve yapması gerekenlerle meşgul olan bu karakter ise çocukların tipik “yetişkin” betimlemesinin bir aynası niteliğinde.

Bekçi: Anlamsız bir şekilde uğraştığının farkına varmadan devamlı ışıkları açıp kapatan bu adam, aslında bir önem taşımayan değerlere takıntı olan insanları konu alıyor.

Coğrafyacı: Kendi bulunduğu gezegeni bile gezmemiş olan bu kişi, evreni de kaşiflerin ona sunduğu bilgilerle oluşturduğu atlasına yansıtmaya çalışıyor. Bu karakter, pratikte hiçbir değer taşımayan bazı kuralların insanları körelttiğini simgeliyor. Aynı zamanda da bilim adamı ve bilim anlayışı kavramlarına da gönderme yapılıyor.

Yılan: Küçük Prens’e göre gülüne ve gezegenine geri dönüşünün tek yolu olarak ifade edilen bu hayvan, içerdiği zehir ve hazırladığı son ile birlikte “ölüm’ü simgeleyen bir karakter.

Tilki: “Ölene kadar sorumlusun, gönül bağı kurduğun her şeyden.” gibi birçok öğüt verici sözün sahibi olan bu hayvan, Prens’e “evcilleşmenin” ve “manevi bir bağ kurmanın değerini” öğretiyor. Bu karakter de böylece bir insanın hem akıl hocasını hem de önemli bir dostunu simgelemiş oluyor.

Gül: Prens’in ona verdiği değer ve aralarındaki sevgi göz önüne alındığında burada gül motifi, yazarın eşi Consuelo’yu temsil ediyor. Ayrıca karısının “Volkanlar Diyarı” olarak da bilinen El Salvador ülkesinden olması da neden gezegende volkanların olduğunu açıklıyor.

Pilot: Antoine de Saint-Exupéry, yazarlığının yanında aynı zamanda bir pilot. Hatta gerçek hayatta da yazar, 1935 yılında Sahra Çölü’ne düşmüş. Bundan etkilenerek “Pilot’u ve yaşadıklarını yaratmış.

Küçük Prens: Her bir karakterin derin bir anlamının olduğu eserde, başkarakterin de elbette bir motif olduğunu söyleyebiliriz. Prens, yazarın saflığı ve iyiliği de betimleyen küçüklüğü; pilot ise onun yetişkin hali…

BİZİ TAKİP EDİN!

Hemen Takip Et Sözleri Kaçırma!

Your Header Sidebar area is currently empty. Hurry up and add some widgets.

Facebook Sayfamızı Beğenin, En Güzel Sözleri Kaçırmayın!