admin
Sayfamıza, Tarık Buğra İbişin Rüyası Sözleri ve Tarık Buğra Alıntıları Yer Almaktadır. Sözlerimizin içerisinde, Tarık Buğra İbişin Rüyası Sözleri, Tarık Buğra Sözleri, Tarık Buğra Alıntıları, Tarık Buğra Kitap Sözleri ile ilgili sözlere ulaşabilirsiniz. İşte, sosyal medya hesaplarından (facebook, twitter, instagram, whatsapp) paylaşabileceğiniz en güzel Tarık Buğra İbişin Rüyası sözleri…
İbiş’in Rüyası Sözleri
Kavga da sevişmek gibi önlenemez.
Ve artık dünyada Kaf Dağı diye bir şey yoktu.
Dünyanın bütün umutları cüceleşmişti artık.
İnsan yaşlanınca anlıyor bir eşin ne demek olduğunu.
Güzel sensin. Güzellik sensin. Aşk sensin. Sevgisin sen.
Sen hiç dertlenmedin mi? Keşke ölsem dedirtecek gibi?
Balıkçı kuşu derinlere dalar ve dişisine rengarenk balıkçı kuşları çıkarır.
Gün zehir gibi geçmiş, unutulan zamanların karnı deşilmiş, göğsü yarılmıştı.
Sana aşığım da ben ondan. Ondan her şeye iyi, her sorduğuna onun için evet…
Namussuz sayılmak, namusu aşırı bir hırsla önemsemelerine sebep oluyordu.
Senin gelişin göremeyeceğim diye uyanıyor, sonra da kızıyordum sana… Seni bekleyişime…
Kim bilir hangi evden, hangi gönül hikâyesinden, hangi yoksulluk veya ihanetten dökülüp geldi?
Herkes yalnız başına ölecektir, derler. Sanki yaşayışlar paylaşılabilirmiş, paylaşılıyormuş gibi.
İnandı, şaşırdı, içinde bir başka sıcaklık duydu: Sevgiydi bu: Aşkı büsbütün değerlendiren duygu.
Dünyanın, insanın bir tek hailesi, dramı var yalnızlık. Kimi uzun, kimi çok uzun, kimi kısa… Hepsi de tek perdelik.
Bu ortak düş, bir bakıma da tarihin tozlu yapraklarında solup sararmış büyük kahramanları ve kahramanlıkları andırıyordu.
Kedi yeni bir yere getirildi mi, köşeyi bucağı, kapıyı pencereyi tek tek yoklar, öğrenirdi, girecek, çıkacak ve kaçacak yerleri bilmek isterdi.
Ölen insanlar belki dirileceklerdi, belki mahşeri beklemeden diriliyorlardı da, ama aynı şey ölen -öldürülen- mutluluklar ve aşklar için de olamazdı.
Bu yumuşacık, aydınlık havanın bu serin dokunuşları mutluluk diye bir şey olduğuna ve bunun bütün alın yazılarında yeri bulunduğuna inanmak yeterdi.
Senden çok sevdiğim bir şey varsa, o da işte bu; pencerede seni beklemek. Varsın kar yağsın, yağmur yağsın, gökte yıldızlar parıldasın veya fırtına olsun.
Mutluluk umutları, sevme gücü, hiç değilse sevinme susuzluğu, hele hele bir şey olmak isteği o bataklığın vıcık vıcık çamurlarında, kıvıl kıvıl sürüngenleri arasında kalmıştı.
Aşk en kötü bencillik… Dirsek çeviriyorsunuz dünyaya… Zavallı insanlara, güzel insanlara, insanların yaralılarına, vurulmuşlarına, iyilerine, üstünlerine. Hatta sevdiğinizin yaralarına, berelerine bile.
Erkeksin sen. Gider köprü altında yatabilirsin, parkta sabahlayabilirsin. Borç isteyebilirsin, açlığa dayanamayacağını anladın mı dilenebilir, yok kesebilirsin. Bir kadın ne yapar peki? Düşündün mü bunu?
Bir gün dünyada ne kadar lamba varsa hepsi kırıldı, paramparça edildi ve ne kadar pencere varsa hepsi birden demir kepenklerle sımsıkı kapatıldı, dünyanın havası kirlendi, tükendi, bir nefeslik bile kalmadı.
Bir piyes yaz sen. Başrolü ben oynayayım. Daha doğrusu yalnız ben olayım. Çıkayım sahneye bağırayım, söveyim, tüküreyim, öğüreyim… Herkese… Yalnız oradakilere değil ama, herkese… Dünyaya… Öteki yıldızlara da.
Gizli savaş, derdi Türkiye’deki kadın-erkek ilişkilerine. Kadın değişmek istiyor, hayata katılmak için uğraşıyor, erke ise kadını ceddinin gördüğü gibi ve ceddinin tuttuğu sınırlar içinde görmek istiyordu. Ortada milimi milimine bir savaş vardı.
İlginizi Çekebilir; Özlü Sözler
!Sizde sayfamızda “Tarık Buğra İbişin Rüyası Sözleri“ paylaşmak isterseniz aşağıda bulunan yorum bölümünden En Güzel Tarık Buğra İbişin Rüyası Sözleri’ ni ekleyebilirsiniz.
